Tel : +90 850 305 46 27 // +90 532 736 98 08
İlan Detayları

Açıklama

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ;

 
Dört mevsim güneş aldığı için yaz sezonu oldukça uzun olan Kıbrıs’ın birçok noktasında denize girmek mümkün. Birbirinden güzel plajlarıyla farklı seçenekler sunan Kuzey Kıbrıs sahilleri, altın sarısı kumu ve berrak deniziyle misafirlerini bekliyor
 
Akdeniz’in doğusundan Arap Yarımadası’na doğru uzanan Kıbrıs, dört tarafı eşsiz plajlarla çevrili bir ada. Berrak denizi ve muhteşem kumsallarıyla tarih boyunca adından söz ettiren Kıbrıs, hâlâ el değmemiş halde duran birçok koyuyla cazibesini günümüze kadar taşıyor.
Kuzey Kıbrıs sahillerinde, güzellik ve aşk tanrıçası Afrodit’in doğduğu yer olarak geçen ‘Altın Kumsal’dan Caretta Caretta kaplumbağalarına evsahipliği yapan Alagadi’ye; eşsiz kumsalıyla büyüleyici bir atmosfer sunan Bafra’dan Girne’deki çıkarma koyuna kadar birçok farklı seçenek var.
Gelin şimdi antik çağlardan günümüze büyüleyiciliğini koruyan, tanrıçalardan prenseslere herkesin ilgisini çeken Kıbrıs plajlarını yakından tanıyalım.
 

Deniz, güneş, kum ve fazlası…

 
Escape Beach Club veya ‘Yavuz Çıkarma Plajı’, Girne’den Alsancak’a doğru giderken karşınıza çıkan, oldukça davetkar bir plaj. Her türlü konforu sunan Escape’in olanaklarından yararlanmak için giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. İçeri girdikten sonra ister çimenlerin üzerindeki puflarda, ister kumsaldaki şezlonglarda güneşlenebilir, plajın hemen arkasındaki restoranda karnınızı doyurabilirsiniz. Özellikle Kıbrıslı gençlerin rağbet gösterdiği Escape, bir plajda deniz, güneş ve kumdan fazlasını arayanlara geniş seçenekler sunuyor. Scuba diving, kano veya deniz bisikleti gibi su sporları yapabileceğiniz Escape, yaz sezonunda bir hayli kalabalık oluyor. Bu küçük koyun hemen karşısındaki adacık, doğal bir dalga kıran vazifesi görüyor. Böylece plaj her daim süt liman kalıyor. Deniz ve güneş keyfine alternatif eğlence olanakları ekleyen Escape, Kuzey Kıbrıs’ın en popüler beachlerinden biri.
 
Palm Beach’te ‘savaş ve barış’
 
kibris_plajlariAdanın doğu sahillerinde yer alan Gazimağusa, küçük bir ticaret limanı ve balıkçı kasabası olarak kurulmuş. 13’üncü yüzyılda Lüzinyanlar döneminde gelişen kent, Doğu ile Batı arasında önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş. Gazimağusa’da bu dönemde 365 kilise inşaa edilmiş.
Liman kenti olması sebebiyle bir zamanlar Kıbrıs’ın en zengin şehri olan Mağusa, Shakespeare’in Othello’sunun geçtiği yer olarak da bilinir. Bu şehrin yanı başında bulunan Palm Beach plajı, bir yanında savaşın izlerini taşıyan hayalet bölge Kapalı Maraş, diğer yanında tatilcileri ağırlayan Bilfer Palm Beach Hotel ile sizi ‘savaş ve barış’ karmaşasına götürür. Kapalı Maraş sınırındaki plajda güneşlenirken, yanı başınızda 1974 yılında bombalanan ve tüm yıkıntılarına rağmen görkemle gök yüzüne uzanan binaları seyredebilirsiniz.
Palm Beach plajı şehir merkezinde olması sebebiyle, gündüzleri güneşlenenleri, geceleri de müzik ve dalga sesleriyle dans edenleri konuk eder. Bir yanı canlı ve kalabalık, diğer yanı terk edilmiş yalnız bir şehirle Palm Beach, Kuzey Kıbrıs’ın görülmeye değer plajları arasında.

Glapsides: Sualtının büyülü dünyası
 
Kuzey Kıbrıs’ın doğu sahilleri arasında yer alan diğer bir plaj da Glapsides. Gazimağusa’nın 5,5 kilometre kuzeyinde, Gazimağusa-Karpaz anayolu üzerindeki uzun ve kumluk bir plaj olan Glapsides, mavi sularında su sporları meraklılarını konuk eder.
Glapsides’te sunulan dalgıçlık imkânlarıyla sualtı dünyasının gizemini keşfedebilir, ilginç görüntülerin keyfini çıkarabilirsiniz. Plaj voleybolu turnuvalarının da yapıldığı plajda, Akdeniz’in büyülü maviliğinde kaybolabilirsiniz.
Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne sadece iki dakika uzaklıkta olan plaj, yılın her döneminde üniversite öğrencilerinin uğrak yeridir. Çevresinde kamp yapma imkânı da bulacağınız plajda, sabahın erken saatlerinde denizin size sunduğu çeşitli balık türlerini avlayarak öğlen mönünüze dahil edebilirsiniz.

Mağusa Boğazı: Önce deniz, sonra balık
 
Gazimağusa’nın yaklaşık 25 km. kuzeyindeki Mağusa Boğazı, adından da anlaşılacağı gibi Mağusa’yı Karpaz’a bağlayan bir boğaz geçidi. Lefkoşa tarafından havaalanına doğru giderken Geçitkale yoluna dönülerek ulaşılabilen Boğaz, özellikle balık restoranlarıyla ünlü.
Ulaşımın oldukça rahat olduğu Boğaz’da küçük bir balıkçı limanı ve yine küçük bir plaj bulunuyor. Bölgenin tek konaklanabilecek tesisi olan Boğaz Otel’in önünde yer alan plaj, yine otel tarafından işletiliyor. Oldukça berrak denizi ve incecik kumuyla dikkat çeken plajın önünde uçsuz bucaksız gibi görünen ve Lübnan kıyılarına kadar uzanan masmavi deniz yer alıyor.
Balıkçı limanıyla plaj arasında kalan bölgede yan yana sıralanan balık restoranlarında oldukça taze ve leziz deniz ürünleri yemek mümkün. İdeal bir Boğaz gezisi için sabah erkenden yola çıkıp kahvaltınızı burada yapmanızı ve denize girdikten sonra yine leziz deniz ürünlerinden tatmanızı öneririz.
 
Afrodit’i doğuran sahil: Altın Kumsal
 
Adanın en güzel plajı olarak bilinen Altın Kumsal, mitolojide aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in (Venüs) doğduğu yer olarak geçer. Efsaneye göre bir ilkbahar sabahı, kıpırtısız olan deniz birdenbire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlenir ve bu dalga ile birlikte bir deniz kabuğu üzerinde Afrodit kıyıya adım atar.
Altın Kumsal, hem dillere destan kumu hem de masmavi deniziyle bu söylenceye ve Afrodit’in güzelliğine layık bir plaj. Göz alabildiğine uzanan bu koyda gündoğumunu seyretmek ve sabah yürüyüşlerine çıkmak büyük bir keyif.
Dipkarpaz’dan Zafer Burnu’na giderken sağınızda kalan bu plaja ulaşmak için gözünüzü yol kenarındaki tabelalardan ayırmamanız gerek. Zira Altın Kumsal’ı gösteren tabela oldukça küçük ve yazıları zor okunduğu için kolayca gözden kaçırılabilir.
Ulaşımı çok rahat olmayan ve altyapı açısından sorunlar yaşayan plaj, yine bu sebeple olsa gerek, yüzlerce yıl el değmeden günümüze ulaşmayı başarmış. Kumsalda iki küçük pansiyon dışında neredeyse hiç yapılaşma yok. Doğayla başbaşa, eşsiz bir tatil için Altın Kumsal bulunmaz bir fırsat…
 
Acapulco: Beş yıldızlı deniz
 
Girne’nin birkaç kilometre doğusunda yeralan beş yıldızlı Acapulco Otel’in plajından yararlanmak için illa otelin müşterisi olmanız gerekmiyor. Giriş ücreti karşılığında faydalanabileceğiniz bu güzel plaj, Akdeniz güneşinin altında hareketli ve eğlenceli bir ortam vadediyor. Oldukça büyük bir açık yüzme havuzu bulunan Acapulco Beach, bu havuzu su kaydıraklarıyla zenginleştirmiş. Büyük havuzun çevresinde ufaklıklar ve elbette büyükler için göbek dansından su jimnastiğine kadar sayısız eğlence düzenleniyor. Plaj voleybolundan, tenis ve basketbola kadar birçok spor aktivitesi de cabası. Plajın zaman zaman büyüyen dalgaları sörf yapma olanağı da sunuyor. İncecik kumu ve uçsuz bucaksız mavilikleriyle Girne’nin yanıbaşındaki Acapulco, beş yıldızlı otel konforunu plaja taşıyor…
 
Camelot: Zengin bir deniz yaşamı
 
Gizemli ismiyle dikkat çeken Camelot, Girne yakınlarındaki Alsancak’ta, antik Lambousa kentinin göbeğinde yer alıyor. At nalı şeklinde bu tarihi koy, eskiden bir Roma balıkçı imiş. Dalgakıranın dinginleştirdiği sular, sakin ve güvenli yüzme keyfi sunarken, özellikle deniz yaşamının zenginleştiği kayalık dipleri, şnorkelle dalmak için ideal. Çeşitli motorlu su sporlarının da yapıldığı bu sahilde bungee-trampoline yapabilirsiniz. Şezlongların makul aralıklarla dizilmiş olması, Camelot’ta rahatça güneşlenmenize imkânı sağlıyor. Girne’de, özellikle turistlerin kalabalıklaştığı yaz aylarında böyle bir rahatlığı her yerde bulmanız zor. Koyun etkileyici peyzajına hakim restorandaki yemek çeşitliliği de damak tadına düşkün olanları sevindirecek.
 
Yeşilırmak: Huzur arayanlara
 
Kuzey Kıbrıs’ın batı ucunda yer alan Yeşilırmak, adından da anlaşılacağı gibi adanın en yeşil topraklarından biri. Aynı zamanda ‘Kıbrıs’ın en büyük asması’ olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na geçen ağacına da ev sahipliği yapan Yeşilırmak plajı, küçük ve şirin bir koy. Plajın tam ortasında bulunan büyük beyaz iskele hem denize girmeyi kolaylaştırıyor, hem de akşam sefalarına mekân oluyor. Merkezden biraz uzakta ve sapa olmasından dolayı oldukça sessiz ve sakin olan bu koy, tatilinde huzur arayanlar için ideal.
 
Ve diğerleri…
 
Üç tarafı Akdeniz’le çevrilen Kuzey Kıbrıs’ta, bu yazıda bahsi geçmeyen onlarca plaj keşfedilmeyi bekliyor. Yine de bunlar arasında bazılarının altını çizmek faydalı olacaktır. Girne’nin Alsancak bölgesindeki küçük bir koyda bulunan Mare Monte plajı, günübirlik geziler için ideal. Şehir merkezine çok yakın olan bu koy, özellikle hafta sonlarında kalabalık oluyor.
Girne-Güzelyurt yolundan Sadrazamköy sapağına dönüp birkaç kilometre ilerlediğinizde karşınıza çıkan At Nalı plajı, adından da anlaşılacağı gibi at nalı şeklinde. Sahili küçük taşlardan oluşan bu akvaryum berraklığındaki koyda şnorkelle dalıp rengarenk balıkları seyredebilirsiniz. Ama plajın hemen yanıbaşındaki küçük tepede bulunan restorandan gelen balık kokuları iştahınızı kabartacaktır; bizden söylemesi…
Girne’den doğuya doğru ilerleyen kuzey yolu üzerindeki Tatlısu ise adanın bir başka güzel plajı. Tatlısu’ya, sırasıyla Acapulco, Alagadi, Esentepe ve Küçükerenköy’ü geçerek ulaşılıyor. Ancak inşaatı hâlâ devam eden kuzey yolunun, yer yer stabilize yola dönüşerek daraldığını söylemek gerek. Bu zahmete katlanıp Tatlısu Belediye Plajı’na ulaştığınızda ise sizi gerçekten güzel bir plaj bekliyor. Bu küçük kumsalda, konaklamak isteyenler için bungalowlar da var. Belediye plajının sağında ve solunda ise, üzerinde hiçbir tesis olmayan irili ufaklı koylar keşfedilmeyi bekliyor.
 
Karpaz’daki Altın Kumsal’ı ve Apostolos Andreas Manastırı’nı geçip asfalt yolu bitirdiğinizde karşınıza Seabird isimli küçük koy çıkıyor. Beyaz kumu ve turkuaz rengi deniziyle oldukça davetkar görünen Seabird, adanın en doğusundaki tesis. Bu tesisteki taş evde bulunan odalarda konaklamak mümkün. Ancak oda sayısı az olduğu için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor…
Daha önce de söylediğimiz gibi, bu ada ülkesindeki plajlar, saymakla bitecek gibi değil. İyisi mi siz deniz çantanızı hazırlayın ve Kuzey Kıbrıs’ın sahillerini keşfetmek için erkenden yola düşün…
 
Kıbrıs’ta mutlaka gidilmesi gereken 20 yer
 
1- SURLARİÇİ/LEFKOŞA: 
 
Dünyanın bölünmüş son başkenti olan Lefkoşa’nın ilk yerleşim yeri çember şeklinde surların içinde. Surlariçi’ndeki çok sayıda tarihi yapı ve daracık sokakların arasında canlı bir şehrin havası kesin görülmesi gereken yerlerden biri yapıyor.
Surlariçi / Lefkoşa
 
2-BÜYÜKHAN / LEFKOŞA:
 
Lefkoşa Surlariçi’nde en canlı, en mistik havası olan Büyükhan’ın içinde hediyelik eşya dükkanları, cafeler bulunuyor. Hanın içinde tamamen bu zamandan uzaklaşıp kendinizi tarihte yolculuk yaptığınızı hissedeceksiniz. Eğer denk gelir de sene de bir yapılan festivaline denk gelirseniz çok şanslısınız.
Büyükhan / Lefkoşa
 
3- SELİMİYE CAMİ / LEFKOŞA:
 
Önceki adı St. Sophia Katedrali olan Selimiye camisini, adada büyük eserler bırakan Luzinyanlılar zamanında yapılmış. Surlariçi’nde bulunan cami görkemli duruşuyla turistlerin ilgisini çekiyor.
Selimiye Cami / Lefkoşa
 
4-BARBARLIK MÜZESİ / LEFKOŞA:
 
Adada tatsız olayların başladığı 1960’lı yıllarda, kanlı noel diye adlandırılan gecede Rumların saldırıları arttı. Binbaşı Nihat İlhan’ın evde olmadığı bir akşam evine baskın düzenlendi ve eşi ve çocukları öldürüldü. Ev, içinde  hiç bir şeyde dokunmadan müzeye çevrildi. Küvetteki kan lekeleriyle, duvarlardaki fotoğraflar ve kurşun izleri ile evin içinde tam anlamıyla kan donduran bir ortam var. Günümüz de o günleri hatırlatan en güzel yerlerden birisi.
Barbarlık Müzesi / Lefkoşa
 
5-ST.HILERION KALESİ / GİRNE:
 
Yine Lüzinyanlılar’dan kalma Kıbrıs’ın 3 kalesinden en güzeli. Bütün Girne’yi görebileceğiniz manzarası ve masallardaki mistik kale tarzıyla St. Hilerion atlanmaması gereken bir kale. Rivayete göre, Umberto Eco ve Walt Disney bu kaleden esinlenerek kitaplarında ve çizgi filmlerinde kullanmış.
St. Hilerion Kalesi / Girne
 
6- PELLA PAIS MANASTIRI / GİRNE:
 
Girne’nin doğusunda Beşparmak dağlarının yamacında Lüzinyanlılar’ın yaptığı bir manastır. Mekan olarak çok şirin bir İngiliz mahallesi manzara ise komple Girne mahallesi. Pella Pais’in içinde dönem dönem klasik müzik konserleri oluyor. özellikle o konserlerden birine mutlaka gitmelisiniz.
Pella Pais Manastırı / Girne
 
7- GİRNE KALESİ / GİRNE:
 
Ticaretin merkezinde bir ada olduğu için tarih boyu korsanlar ve savaşlar eksik olmamış. Bundan dolayı dönem dönem eklemeler ve güçlendirmeler ile bu gün oldukça büyük bir kale halini almış. Girne Kalesi büyük olduğu kadar içinde sergilediği eserlerle de değerli. Baştan aşağı hakkını vererek gezmek için bir günü kaleye ayırmak lazım.
Girne Kalesi / Girne

8- GİRNE YAT LİMANI / GİRNE:
 
Kıbrıs’ın en şirin, en güzel ve tam bir Akdeniz şehri havası yaşanılacak bir yer Girne yat limanı. Özellikle yaz aylarında restoranları, cafeleri, dükkanları ve inci gibi dizilmiş yatlar ile vazgeçilmez bir güzelliğe sahip.
Girne Yat Limanı / Girne
 
9-KARAOĞLANOĞLU MÜZESİ VE ŞEHİTLİĞİ / GİRNE:
 
1974 deki Barış harekatında çıkartmanın ilk günlerinde Binbaşı İbrahim Karaoğlanoğlu ve şimdiki hava alanına adı verilen Yüzbaşı Fehmi Ercan karargah olarak kullandıkları evin kapında bir roket atar ile vurulur. O ev şu an onların ve Kıbrıs şehitlerinin anısına müze ve şehitlik oldu. Şehitlikte mezarlık var. müze kısmında genel olarak  barış harekatını anlatan sunum ve harekattan kalan eşyalar var. Ayrıca o dönemde Rumların kullandıkları savaş araçlarının sergilendiği açık hava müzesi mevcut.
Karaoğlanoğlu Şehitliği / Girne

10- MAVİ KÖŞK / GİRNE:
 
İtalyan asıllı Rum avukat, mafya babası Paulo Paolides tarafından yapılan bir köşk. Sıradan köşklere benzemeyen bu köşk o zamanın şartlarına göre üst düzey konforlu ve son derece teknolojik olarak döşenmiş. Neredeyse köşkün her bölümünde şaşırtan özelliklerle dolu bu köşkü gezmekte fayda var.
Mavi Köşk / Girne
 
11-AZİZ MAMAS KİLİSESİ / GÜZELYURT:
 
Güzelyurt’ta Bizans döneminde yapılan bir kilise. Aziz Mamas ise o bölgede mağarada yaşayan bir keşiş. Kiliseye onun adı verilmiş. Kıbrıs’ta halen kullanılan nadir kiliselerden biridir.
Aziz Mamas Kilisesi / Güzelyurt

12- GÜZELYURT DOĞA VE ARKEOLOJİ MÜZESİ / GÜZELYURT:
 
Aziz Mamas kilisesinin hemen yanında bulunuyor. O bölgede çıkan arkeolojik eserler sergileniyor. Özellikle altın bir taç var ki Kıbrıs’ta çıkarılmış en değerli parçalardan biridir. Ayrıca müzenin alt kısmında yine bu bölgede yaşayan hayvan örnekleri doldurulmuş halde sergileniyor.
Güzelyurt Doğa ve Arkeoloji Müzesi / Güzelyurt
 
13- KAPALI MARAŞ / MAĞUSA:
 
Bir ölü Şehir. 1974 yılındaki barış harekatında Türkler tarafından ele geçirilmiş. Şu an ne Türkler ne de Rumlar yaşıyor. Zamanında Akdeniz’in en gösterişli tatil yeri olan Maraş bölgesi, bir anda insansız ölü şehre dönmüş. Dışarıdan da göründüğü üzere komple bütün şehir yıllardır ilk bırakıldığı gün gibi bekliyor.
KApalı Maraş /  Mağusa

14- NAMIK KEMAL MEYDANI / MAĞUSA:
 
Namık Kemal, Ünlü “Vatan yahut silistire” oyunundan dolayı Mağusa’ya sürgüne gönderilir. Mağusa’da 38 ay sürgünde yaşadı. En iyi eserlerini de burada yazdı. Namık Kemal meydanı Mağusa’nın en turistik meydanı. Meydanda Namık Kemal müzesi, Namık Kemal’in zindanı cafeler, restoranlar  ve tarihi mekanlar mevcut.
Namık Kemal Meydanı / Mağusa

15- LALA MUSTAFA PAŞA CAMİ / MAĞUSA:
 
Eski adı St Nicholas Katedrali Olan Lala Mustafa paşa camisi de Namık Kemal Meydanında bulunmaktadır. Lüzinyanlıların yaptığı bu cami, Lefkoşa’ da ki Selimiye Camisi ile aynısıdır ve dönemim en görkemli yapılarından biridir.  Ayrıca caminin yanında  750 yıllık yaşıyla adanın eski ağacı olan gümbez ağacı bulunmaktadır.
Lala Mustafa Paşa Cami / Mağusa
 
16 – ST. BARNABAS MANASTIRI / MAĞUSA:
 
Kıbrıs’a Hristiyanlığı yaymak için gelen St Barnabas için 477 yılında yapılan, mezarının da içinde olduğu manastır. Gerek yapısı gerekse içinde sergilenenlerin eserlerden dolayı mutlaka gezilmesi gereken bir yer.
St. Barnabas Manastırı
 
17- SALAMİS HARABELERİ / MAĞUSA:

Bronz çağında kurulmuş ve zamanında Kıbrıs’a başkentlik yapmış bir şehir. Salamis Harabelerinde Forum, Roma Jimnastik Salonu, Roma Tiyatrosu, Pazaryeri, Zeus Tapınağı ve Salamis krallarının mezarı bulunmaktadır. Bu gün bile o zamanki şehrin ihtişamını bulabileceğiniz nadir antik şehirlerden biri.
Salamis Harabeleri / Mağusa
 
18 – ALTINKUM PLAJI / İSKELE:
 
Kıbrıs’ın şehir kalabalığından uzaklaştıkça Karpaz’a yani buruna varırsınız. İyice ilerledikçe yaban eşeklerinin ve caretta carettaların diyarına gelirsiniz. Hemen orada adanın en güzel plajı önünüze çıkar. Akdeniz’in en büyük ve en bakir ince kum plajı olan altın kum plajı görenleri büyülüyor.
Altınkum Plajı / İskele
 
19- APOSTOLOS ANDREAS MANASTIRI / İSKELE:
 
Zafer burnuna çok yakın bir yerde bulunan kilise İsa’nın havarilerinden Andreas adına yapılmıştır.  İnanışa göre ada su sıkıntısı çekerken Andreas gelmiş ve bastonunu vurarak şimdiki manastırın yanından su çıkarmış. Şu an hala oradan bir su akmakta. Dini günlerde ve pazar günleri Hristiyanlar ayin için buraya akın ediyorlar.
Apostolos Andreas Manastırı / İskele

20 – ZAFER BURNU / İSKELE
 
Zafer Burnu, haritada dikkatimizi çeken Kıbrıs’ın kuzey doğusunda bıçak gibi uzanan burnudur.
 

Konum

Yorumlar

    İlk yorumu sen yap!

Yorum Ekle

Lütfen Giriş Yap veya Kayıt Ol

Emekli veya 55+ yaş kitlesini temsil ediyorsanız; %70’e varan indirimlerle yurt içi veya yurt dışı seyahat etmek ister misiniz? Yaşadığınız lokasyonda hafta içi 10:00-18:00 arasındaki zaman diliminde, sinema, restaurant gibi şehir aktivitelerinden, ürün ve hizmetlerden %50’ye varan indirimlerle yararlanmak ister misiniz? O halde Retireepass.com’a hoş geldiniz :)

Retireepass.com | @2024 All copy rights reserved